Fetava

Hicri Takvim
Miladi Takvim

Kur’an-ı Kerim’de geçen secde ayetlerinden sonra yapılan secdeye tilavet secdesi denir. Tilavet secdesinin hükmü Hanefi mezhebine göre vacip, diğer mezheplere göre sünnettir.[1] Hanefi ve Şafii mezheplerine göre içinde secde geçen ayeti ister dinleme kasdi ile isterse dinleme kasdi olmaksızın işitilsin farketmez, yine de secde etmek gerekir. Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre ise okuyan ve dinleme kasdi ile Kur’an dinleyene secde etmek sünnettir. Dinleme kasdi olmayarak secde ayetini işitene secde etmek sünnet değildir.[2]


Tilavet secdesinin meşru olduğuna dair Kur’an ve Sünnette deliller vardır. Allah (cc), secde etmeyi terk edenleri zemmetmiş ve şöyle buyurmuştur: “Onlara Kuran okunduğu zaman neden secde etmiyorlar?”[3] İbn Ömer (ra) anlatıyor: “Peygamber Efendimiz (as) bize Kur’an kıraat ederdi, secde ayetini okur, secde eder, biz de secde ederdik. Başını secde edecek kadar yer bulamayanımız bile olurdu.”[4] Bu hadisin diğer bir varyantında ise İbn Ömer (ra) şunları ifade ediyor: “Peygamberimiz (as), bize Kur’an okurdu. Secde ayeti geçtiği zaman tekbir alır ve secdeye giderdi, biz de Onunla birlikte secde ederdik.”[5] İbn Mes’ûd (ra)’den gelen şu ifadeye göre, tilavet secdesini işitenlere secde etmeleri gerekir. İbn Mes’ûd (ra) anlatıyor: “Nebi (sav) Necm suresini okudu. Secde ayetinden sonra secde etti, onunla birlikte cinler ve insanlar secde ettiler. Ümeyye b. Halef secde etmedi. O da Bedir’de müşrik olarak öldürüldü.”[6]


Elbette konu tilavet secdesinin bütün yönleriyle ele almak değildir. Bu sebeple sadece namaz içinde okunan secde ayetiyle ilgili fıkhi malumatı paylaşmak istiyoruz.


Na­maz kılınırken okunan secde ayetinden dolayı secde etmek namazda iken vacip/sünnet olur. Çün­kü namaz içinde secde ayeti okunursa artık bu secde ayeti namazın bir parçası olmuş olur. Namaz dışında kazası olmaz; namaz içinde yerine getirilmesi gerekir.


Namaz içinde okunacak secde ayetinden sonra, üç ayet­ten faz­la kıraat yapılmayacaksa, na­maz içindeki rükû ve­ya sec­de­ler, aynı zamanda okuma sec­de­si yerine de geçerli olur. Rüku ve secdeye giderken tilavet secdesi yapmaya niyet etmek te gerekmez. Fakat secde ayetinden sonra üç ayetten daha fazla okunacaksa, kıraate ara verip secde edilmesi gerekir. Tehir edilmesi doğru olmaz. Çünkü böyle vacip/sünnet olan tilavet secdesi na­ma­zın rükû ve sec­de­le­riy­le yerine getirilmiş olmaz.


Namaz içinde okunan sec­de aye­tinden sonra istenirse, daha sonra okunacak ayetlerin sayısına bakılmaksızın derhal “Allâhu ek­ber” di­ye­rek secdeye varılır. Fakat ti­la­vet sec­de­si yerine ni­ye­tlenerek yal­nız rükû yapılması da ye­ter­li­dir. Çünkü rüku’, namazda okunan secde ayetinden dolayı vacip olan secdenin yerine geçer. Bu rüku’, her ne kadar sureten ve manen olmasa da manen secde sayılır. Secde niyetiyle yapılmış olan rükudan veya secdeden sonra yeniden kıyama kalkılır. Secde ayetinden sonraki veya bir başka sureden birkaç ayet daha okunur. Çün­kü ti­la­vet sec­de­sin­den kal­kar kalk­maz böyle birkaç ayet oku­ma­ksızın namazın rüku ve secdelerine varmak mekruhtur. Ancak burada bir durum var. O da şudur. Şayet secde ayeti namaz dışında okunmuşsa, tilavet secdesi rüku yapılarak eda edilemez. Secde yapmak gerekir. Secde Allah’ı ta’zim etmektir. Rüku ile bu ta’zim yerine getirilmiş olmaz.


Namaz içinde birden fazla secde ayeti okunmuşsa hepsi için bir secde yeterli olur. Çünkü secde ayetleri bir namaz içinde okunmuştur; bir meclis sayılır. Secde ayetlerinin ayrı ayrı rekatlarda okunmuş olması bu hükmü değiştirmez. Bu görüş İmam Ebû Yu­suf’un görüşüdür. İmam Mu­ham­med ise, her rek’atı ayrı birer meclis kabul ettiği için, okunan sec­de aye­ti sa­yı­sın­ca secde yapılmalıdır, demiştir.


Namazda secde ayetini okuyan imam sec­deye vardığında, ce­ma­at ima­mın rükû ve sec­de­ yaptığını düşünerek rükû ve sec­de­ye var­ırsa, cemaatin na­maz­ı bo­zul­maz. Fa­kat cemaat secdeyi ikilerse cemaatin namazı fa­sit olur.


Cuma ve bayram namazlarını kıldıran ima­mın tilavet secdesi geçen ayetleri okuması doğru olmaz. Çünkü cemaat kalabalık olduğu için insanlar yanıltılmış olabilir. Aynı durum gizli kıraat yapılarak kılınan öğle ve ikindi namazlarında da aynıdır. Bu namazlarda da secde ayetlerinin okunması doğru olmaz. Çünkü cemaat yanılabilir. Fakat, Cuma, bayram ve gizli kıraat yapılarak namazlarda sec­de aye­ti kıraatin so­nu­na denk gelmiş ise, cemaatin yanıltılma sakıncası ortadan kalktığı için secde ayetinin okunmasında bir sakınca olmaz.


Bir kim­se na­maz kı­lar­ken rükû, sec­de ve­ya otu­ruş ha­lin­de sec­de aye­ti­ni oku­sa ya­hut ima­ma uy­muş ol­du­ğu hal­de onun ar­ka­sın­da sec­de aye­ti­ni ti­la­vet et­se ne ken­di­si­ne ve ne de ima­ma uyan di­ğer cemaate ti­la­vet sec­de­si va­cip olur. Çün­kü na­maz kı­lan­lar bu yer­ler­de kıraatten men edil­miş­ler­dir, bun­la­rın kı­ra­a­ti hü­küm­süz­dür. Fa­kat bu oku­yu­şu dı­şar­dan du­yan­la­ra ti­la­vet sec­de­si la­zım ge­lir.

İmama uyan birisi secde ayetini okumuş olsa, ne imama, ne de imama uyan cemaate, ne namazın içinde ne de namazın dışında tilavet secdesi lazım gelmez. Çünkü cemaat imama uymuştur ve imama uyan ise kıraatten men olmuştur. Namaz kılan birisi namazın dışındaki birinin okuduğu secde ayetinden dolayı namaz içinde iken secde etmesi gerekmez. Fakat namazdan sonra secde eder. Namaz içinde iken secde ederse bu kifayet etmez. Fakat namazı fasit olmaz. Çünkü secde namazın ihramına aykırı değildir.



[1] Fethu’l Kadir, 1/382-392; El-Bedai, 1/179-195; Ed-Dürrü’l Muhtar, 1/715-730; El-Lübab, 1/103-105; Eş-Şerhu’s Sagir, 1/416-422; Mugni’l Muhtaç, 1/214-217; El-Muhezzeb, 1/85 ve devamı; El-Mugni, 1/616-627; Keşşafu’l Kanna’, 1/521-526.

[2] Nasbu’r Raye, 2/178.

[3] İnşikak, 84:21.

[4] Ebu Davut, Sünen, 4/191, H. No: 1203; Ahmet b. Hanbel, Müsned, 9/476, H. No: 4440.

[5] Neylü’l Evtar, 3/103.

[6] Prof. Dr. Vehbe Zuhayli, El-Fıkhu’l İslami ve Edilletuhu, 2/284.

Bir yanıt yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.