Fetava

Hicri Takvim
Miladi Takvim

Kısa Cevap:


Suyu boğaza kaçırmaksızın ağzın çalkalanması orucu bozmaz. Misvak ve diş fırçası kullanmak ta orucu bozmaz. Sadece İmam Ebu Yusuf ıslak misvakın orucu mekruh ettiğini ifade etmiştir. Elbette diş fırçalarken diş macununun boğazdan aşağıya kaçmamasına dikkat etmek gerekir. Çünkü macun parçaları boğazdan aşağıya inerse oruç bozulur. Bundan dolayıdır ki, diş fırçalama işi akşam veya sahurdan sonra imsakten önce yapılmalıdır. Her şeye rağmen Hanefi mezhebinde dişlerin misvaklanması veya fırçalanması gece, gündüz, öğleden önce veya sonra, kuru ya da yaş farketmez boğazdan aşağıya bir şey kaçırılmadığı sürece caizdir ve oruca zarar vermez. Ancak Şafii mezhebinde öğleden önce misvak veya fırçanın kullanılması caiz; öğleden sonra mekruhtur.[1]



Geniş Açıklama:


Ağızdan alınan ve tedavi amaçlı olmakla beraber gıda özelliği de taşıyan hap, şurup ve pastil gibi şeyler ulemanın ittifakı ile orucu bozar. Göz, burun veya kulağa damlatılan ilâçların orucu bozup bozmayacağı ise alimler arasında ihtilaflıdır. 


Bazı âlimler, göze damlatılan ilâcın orucu bozma­yacağını ama kulak ve buruna damlatılan ilacın orucu bozacağını ileri sürmüşlerdir. Burun yemek borusu ve mide ile direkt ilişkilidir.  Göz dolaylı olarak boğaza açılırken kulağın mide ile bağlantısı yoktur. Dolayısıyla buruna damlatılan ilaç konusunda ihtiyatlı hareket etmek gerekir. Örneğin, buruna enfiye çekmek ve boğaza inecek şekilde bol miktarda su çekmek gibi davranışlar orucu bozar. Kulak ve göze damlatılan ilaçlar oruca bir zarar vermez. Böyle olunca, Bu organlara konan ve tamamen tedavi amaçlı ilâç ve damlalar ise orucu bozmaz. Zira bunlar, beslenme ve oruca dayanma gücü kazandırma imkanı sağlamaz.


İğne ile deri altına veya adaleye zerk edilen ya da damardan verilen ilaçların Ebû Hanîfe’nin görüşü olan “derin yara üzerine sürülen ve karın veya beyne ula­şan ilâcın/merhemin orucu bozacağı” şeklindeki re’yine uyarak orucu bozacağını ifade etmişlerdir. Böyle düşünen ulemaya göre tabii yollar dışından da olsa vücuda bir şey girerse oruç bozulur. İğne ile verilen ilaçlar ve serumlar, bütün vücuda sirayet etmekte ve gıda olmaları tartışılsa bile vücuda direnç verir ve güçlendirir. Bu şekilde alınan ilâçlar ister ağızdan isterse iğne ile zerk edilsin, orucu bozar. Fakat keffâret gerektirmez, gününe gün kaza edilmesi gerekir. Böyle insanlar ya gün oruç tutmamalılar ya da iğne işini iftar veya sahura tehir etmeliler


Diğer bir grup alim ise, İmam Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed’in görüşleri olan, “derin yara üzerine sürü­len merhemin orucu bozmayacağı” yönündeki görüşüyle hareket etmişler ve iğneyle vücuda zerk edilen ilaç orucu bozmaz demişlerdir. İmam Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed, normal yollardan vücuda bir şey alınmadığı sürece oruç bozulmaz demişlerdir. Dolayısıyla yaraya sü­rülen merhemin, karna veya beyne ulaşmış olmasının bir önemi olmaz ve oruç bozulmaz görüşündedirler. Fetva da bu yöndedir. Çünkü iğne ile tedavi yöntemi, ağız yoluyla ilâcın yu­tulmasına benzemez. Buradan hareketle, astım ve nefes darlığı sebebiyle ağıza sıkılan spreyler, zerrecikler halinde içeri girmiş olsa da bunlar akciğere ulaşır, mideye ulaşmaz dolayısıyla oruç bozulmaz denilmiştir. Aynı şekilde belli hastalıklara karşı korunma gayesiyle yapılan aşılar, vücuda mikrop verilerek bağışıklık kazandırılması ve beslenme amaçlı olmadığı için oruca zarar vermez kanaati hakim olmuştur. 


[1] Fetava-i Hindiyye, 1/220, (Muhtasaran).

Bir yanıt yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.