Öğrenci evleri İslam eğitim kültüründe son derece önemli bir yer tutar. Mekke’de Dârü’l-Erkam’ın, Kubâ Camii’nde Gurabâ (garipler, kimsesizler, bekârlar) evinin ve Mescid-i Nebevî’deki Suffe Medresesi’nin çağımıza yansıyan eğitim yuvaları öğrenci evleridir. Buralar bir taraftan öğrencilere barınak ve başlarını sokacağı sığınak olmakta, diğer taraftan da onların tedris hayatlarına çok büyük katkılar sağlamaktadır. Bu kurumları öğrencilerin hizmetlerine arz eden derneklerin ve vakıfların gayesi elbette sadece ve sadece bu öğrencilerin iaşelerini sağlamak değildir. Genellikle bu vakıf ve derneklerin de bu kurumları öğrencilerin hizmetine sunmalarında hedef ve gayeleri vardır. İsterler ki, yetişecek bu insanlar gelecekte onların beklediği hizmetler noktasında gayret etsinler ve faydalı olsunlar. Bunun için de günlük veya haftalık özel müfredat programları hazırlarlar ve öğrencilerden bu programlara uygun hareket etmelerini isterler. Örneğin, onların derslerine tamamlayıcı bilgiler ihtiva eden ek dersler koyabilirler. Bu dersleri almaları noktasında öğrencilerden gayret beklerler. Zaman zaman etkinlikler tertip ederler ki, bunlar da eğitimin bir parçasıdır. Mesela bir seminer, bir konferans son derece faydalı etkinliklerdir. Dolayısı ile, öğrencilerin bu etkinliklere katılmaları önce öğrencilerin kendilerinin menfaat ve maslahatlarına uygundur. Böyle aktivitelerin yapılacağına ve öğrencilerin bu etkinliklere katılacağına dair önceden bilgi verilmiş; öğrenciler de bunu kabul etmişlerse elbette verilmiş olan bu sözlerine öğrenciler sadık kalmalılar. Allah (c.c.) Kur’an’ında, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de mübarek hadislerinde buna işaret buyurmuşlardır: “Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.”[1], “Münafığın alameti üçtür: Konuşunca yalan söyler; vadederse vaadinden döner, kendisine emanet edilince ihanet eder.”[2]