Vaizler, elbette dinin bütün konularını cemaatine eksiksiz olarak bilgi ve yeteneklerinin el verdiğince aktarmalı ve onları uyarmalıdırlar. Bunun yanında mütehassıs bir doktor gibi davranarak, cemaati gözlemlemeli, onların muhtaç olduğu konulara daha fazla ağırlık vermeli, zaman zaman günü birlik toplumda gördüğü ve uyarılmasında fayda mülahaza ettiği konuları öne çıkarmalı ve yukarda izah edilen ölçüler dâhilinde uyarılarda bulunmalıdır. Toplumun muhtaç olduğu konular varken ve toplum bir uyarıcı beklerken, vaizin “havanda su dövercesine” gereksiz konularla meşgul olması, beklenen irşadın yerini bulmaması demektir.