Cömert, eli açık, ikramı seven, kerem sahibi demek; cömertlik ise, sehâvet, ikram, ihsan ve yardım alışkanlığı demektir. Bir başka tabirle, cömertlik, insanın, sahip olduğu imkânlardan, muhtaçlara meşru ölçüler dahilinde ve Allah rızasından başka hiç bir gaye gütmeden, ihsan ve yardımda bulunmasını sağlayan üstün bir ahlâk kuralıdır.
Kur’an-ı Kerîm, cömertliği bir çok yönü ile alır. Elbette kısa bir makalede konunun tam manasıyla izah edilmesi mümkün olmaz. Cömertlik konusunu izah eden ayetlerden bir kısmını vererek özetleyebiliriz. Şöyle ki:
Cömertlik, cihat ile aynı seviyede tutulur ve Allah’ın insanlara verdiği rızıktan diğer kulların da yararlandırılması istenir: “Ey iman edenler! Kendisinde artık alış-veriş, dostluk ve kayırma bulunmayan gün (kıyamet) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda harcayın. Gerçekleri inkar edenler elbette zalimlerdir.”[1]
Cömertlik, bazı ayetlerde cömertlik alışverişe benzetilir; Allah Teâlâ’ya verilen bir borç olarak temsil edilir. “Verdiğinin kat kat fazlasını kendisine ödemesi için Allah’a güzel bir borç (isteyene faizsiz ödünç) verecek yok mu? Darlık veren de bolluk veren de Allah’tır. Sadece O’na döndürüleceksiniz.”[2] “Allah onlara şöyle demişti: Ben sizinle beraberim. Eğer namazı dosdoğru kılar, zekatı verir, peygamberlerime inanır, onları desteklerseniz ve Allah’a güzel borç verirseniz (ihtiyacı olanlara Allah rızası için faizsiz borç verirseniz) andolsun ki sizin günahlarınızı örterim ve sizi, zemininden ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim inkar yolunu tutarsa doğru yoldan sapmış olur.”[3] “Kim Allah’a güzel bir ödünç verecek olursa, Allah da onun karşılığını kat kat verir ve ayrıca onun çok değerli bir mükafatı da vardır.”[4]
Cömertlik kalpleri temizler: “En çok korunan ise ondan (ateşten) uzak tutulur. O ki, Allah yolunda malını verir, temizlenir. Onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur. O ancak Yüce Rabbinin rızasını aramak için verir. Ve o (buna kavuşarak) hoşnut olacaktır.”[5]
Cömertlik, mal ve servet imtihanında insanı başarıya götürür: “Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır: Büyük mükafat ise Allah’ın yanındadır. O halde gücünüz yettiğince Allah’a isyandan kaçının. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir. Eğer Allah’a (rızası uğruna) ödünç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah çok mükafat verendir, ceza vermekte acele etmeyendir.”[6]