Fetava

Hicri Takvim
Miladi Takvim

Kur’an ve Sünnetin çocuklara davranış konusundaki sahnelere baktığımızda biz Müslümanların çocuklara nasıl muamele etmemiz gerektiğini anlarız. Lokman suresinde defalarca tekrarlanan “Ya Buneyye-Ey Oğulcağızım” tabiri, çocuklara nasıl ta yüreğin derinliklerinden gelerek yapılacak hitap tarzını bize öğretirken; küfürde ısrar eden, Peygamber olan babasıyla dalga geçen putperestlerle hareket eden oğluna karşı bütün merhamet ve şefkat hisleriyle dopdolu hitap tarzıyla seslenen Nuh (as)’ın şu nidasından alacağımız büyük ibretler vardır. Tufan başladığında, bu tufandan sadece gemiye binecek insanların kurtulacaklarını bilen Nuh (as), o gün dalgalar arasında kalıp boğulacak oğluna tam bir babalık şefkati ile şöyle seslenmişti: “Yavrucuğum, gel, bizimle beraber (gemiye) bin! Kâfirlerle beraber olma!”[1] Ayetteki hitap tarzında fasık, facir, kafir ve müşrik bile olsa evladın dışlanmaması, son haddine kadar ona sahip çıkma ve dışlamama gereğinin eğitimi ve edebi vardır. Bugün çok basit sebeplerle evladını dışlayan, onu ev ve ailesinden kovan, adeta canavarların ağzına yem diye atan ailelerin varlığı bir gerçektir. Ebeveynler olarak sabırla çocuklarımızla yakından ilgilenmeye devam etmemiz gerekir.

Çocuklara yapılacak iyi muamele konularında Allah Rasûlü (as)’ın şu uyarıları da kulaklarımıza küpe olmalıdır:

Resul-i Ekrem (sav) bir gün şöyle buyurdu: “Yazıklar olsun ahir zaman babalarına!”

Bunun üzerine ashap sordu: “Yoksa müşrik mi olacaklar?” Peygamberimiz (sav) şöyle buyurdu: “Hayır, Müslüman kalacaklar; ama çocuklarına dini öğretmeyecek ve hatta çocukları dini öğrenmek istediklerinde onlara engel olacak ve onları dünya malı kazanmaya sevk edeceklerdir. İşte ben böyle babalardan uzağım; onlar da benden uzaktırlar.”[2] “Çocuklarınıza saygılı davranın, onlarla alay etmeyin, onlara hakaret etmeyin, aptal ve cahil gibi lakaplarla onları çağırmayın.”[3]”Çocuklara sevgi ve şefkatle davranmayanlar ve büyüklere saygı göstermeyenler bizden değildir.”[4] Allah en iyisini bilir.



[1] Hud sûresi, 11:42

[2] Müstedrek’ül-Vesâil, c.2, s.625

[3] El-Kâfi, c.6, s.47

[4] Mecmuat’ul Verram, c.1, s.34

Bir yanıt yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.