Yarış, “biribirini geçme esasına dayanan ve en önde gelenin kazandığı koşu, müsabaka veya herhangi bir konuda birbirini geçmeye çalışanlardan her biri, rakip” [1] demektir. Yarışma ise, “yarış etme, herhangi bir konuda birbirini geçmeye çalışma, müsabaka” [2] anlamında bir sözdür.
Yarışma başta insan olmak üzere bütün canlılarda var olan bir sıfat ve seciyedir. Dolayısıyla İslam dininde de yarışmaya gerek Kur’an-ı Kerim’de gerekse Sünnette vurgular yapılmıştır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, “İyi şeyler için yarışanlar, bunun için yarışsınlar.” [3] “Herkesin yöneldiği bir kıblesi vardır. (Ey müminler!) Siz hayır işlerinde yarışın. Nerede olursanız olun sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.” [4] “Rabbinizin bağışına ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!” [5] ayetlerinde iyilikte, hayırda, cennet nimetine kavuşmakta müminlerin koşmaları ve birbirleriyle yarışmaları öngörülmektedir. Sünnette de Efendimiz (as)’ın bazan kendisinin, bazen ashabının, bazen de hatta hayvanların yarıştırıldığına dair rivayetler vardır ki, bunlardan bazıları şöyledir. Efendimiz (as), eşi Hz. Âişe ile zaman zaman koşu yarışması yapmış, bir defasında yarışı Hz. Âyşe validemiz, diğerinde ise Peygamber Efendimiz (as) kazanmıştır. [6] Torunları Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin efendilerimiz, Peygamberimiz (as)’ın huzurunda güreşmişlerdir.
Mekke’nin ünlü pehlivanı Rükane b. Abdi Yezid, Müslüman olmak için, Peygamerimiz (as)’a kendisi ile güreşmesini; yenerse müslüman olacağını şart koşmuş; Hz. Peygamber (as), teklifi kabul etmiş ve Rükane’yi tuş ederek yenmiştir. [7] Peygamber Efendimiz (as), İki hedef arasında koşan kimsenin her adımı için bir hasene (iyilik) mevcuttur. Ok yarışı yapın, vücutçasertleşin, yalın ayak yürüyün [8] buyurmuştur. Binicilik, at ve deve yarışları da Peygamber Efendimiz (as)’ın teşvik ettiği, kazananlara zaman zaman maddi ödül verdiği, çoğu kere bizzat katıldığı sportif faaliyetlerdendir. [9] Efendimiz (as)’ın yarışmalarda geçilemeyen adba isimli bir devesi vardı. Bir gün çölden bir bedevi geldi ve devesini Peygamberimiz (as)’ın devesiyle yarıştırdı. Bedevinin devesi adba’yı geçti. Bu durum sahabenin zoruna gitti. Bunun üzerine Efendimiz (as), “Allah bir şeyi yüceltirse (yani gururlanılırsa) muhakkak ona yeiden aşağı indirir” [10] buyurdu. Bütün bunlardan anlıyoruz ki, dinimizde yarışma vardır, meşru ölçüler içinde her alanda müslümanlar arasında yarışmalar yapılabilir.
[1] D. Mehmet Doğan, Büyük Türkçe Sözlük, shf. 1134
[2] A.g.e. aynı yer
[3] Mutaffifin, 83:26
[4] Bakara, 2:148
[5] Al-i İmran, 3:133
[6] Ebu Davud, Sünen, Cihad 61, H. No: 2578 (Terceme ve Şerh, 10/78)
[7] İbn Hişam, Siyer, 1/390
[8] Mecmeu'z-Zevâid, 5/136
[9] Ebu Davud, Sünen, Cihad, H. No: 2574-2577
[10] Buhari, Sahih, Kitabu’r Rikak, H. No: 6136