Koruyucu Aile, Evlat Edinme ve Aile içindeki Mahremlik Durumu
Koruyucu aile veya evlat edinme durumunda, aile içindeki örtünme ve namahremlik konumu nasıldır?
Korunmak üzere eve alınan çocuk daha küçük yaşlarda iken mahremiyet cihetinden bir problem olmaz. Fakat bu çocuk büyüdüğünde mahremiyet şartlarına uyma zorunluluğu başlar. Yani koruyucu aile ile çocuk arasında bir kan bağı veya süt hısımlığı yoksa, çocuğun buluğ çağına erişmesinden sonra ilişkileri mahremiyet kurallarına uygun olmalıdır. Çünkü bu çocuk, erkekse evin hanımlarına nispetle, kız çocuğu ise evin erkeklerine nispetle haram olmuş olur.
Ancak bakımı üstlenilen çocuk süt emme çağında (0-2 yaş) olur da evin hanımı tarafından emzirilirse, bu kadını emen çocuk emziren kadının ve kocasının süt çocuğu durumuna gelir. Dolayısı ile çocuk haram ve helallik cihetinden ailenin öz çocukları gibi olur. Çünkü İslam’a göre, süt bağı ebediyyen nikâhlanmanın haram olmasına sebep olur. Arada mahremiyet oluştuğu için namahrem durumu ortadan kalkmış olur.
Böyle bir durum mümkün olmazsa, o takdirde mahremiyet sınırlarının korunması hususu gündeme gelir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), çocukların yedi yaşından itibaren ayrı ayrı yataklarda yatırılmasını ifade buyurmuştur.[1] Koruyucu aile olan kişiler, hem kendi nefisleri hem de kendi çocuklarıyla himaye edilen çocuklar arasında bu mahremiyet konularına hassasiyet göstermelidirler. Bakıcı ailedeki bayan 50 yaşına da gelse, daha yaşlı da olsa haramlık durumu devam eder.
[1] Ebû Dâvûd, Sünen, II/88, H. No: 418 (Mektebetu Şâmile)