Dinimiz, hayatın her alanında uygulandığında topluma olumlu etkiler bırakacak edep ve terbiye kuralları manzumesine sahiptir. Bu cümleden olarak bayram günlerinde veya başka zamanlarda yapılacak ev ziyaretlerinde de uygulanması güzel olan edepler vardır. Bunlara riayet edilmesi dinimizin güzel gördüğü hususlardandır.

Ziyaretlerin yapılış nedenlerine göre süreleri de değişikliler arz eder. Bir kere eve girerken, kapının zili çalınarak veya seslenilerek eve giriş izni alınmalıdır. Kapının açılması beklenirken evin içini görmeyecek şekilde yan veya arkaya dönülerek durulmalıdır. Kalabalıkla yapılan ziyaretlerde kapıdan ilk önce yaşlı erkekler, sonra kadınlar içeri girmelidir. Eve girildiğinde ev sahibinin gösterdiği yere oturulmalıdır. Akşam üstü çayları, ev hayırlama ziyaretleri 3-4 saatten uzun tutulmamalıdır. Lohusa, hasta ve başsağlığı ziyaretleri ise, en fazla 1 saat kadar sürmelidir. Ziyafet ziyaretleri ise yemeklerin geliş düzenine göre tatlı sonrası çay ve meyve ikramından sonra uygun bir zamanda bitirilmelidir. Konuşmanın tamamlanmış gibi olduğu bir zamanda yerinden kalkıvermek en güzelidir. Yatılı bir misafirliğe gidiliyorsa asıl olan üç günden fazla kalınmamasıdır.

Özetle ifade edilen bu çerçevede bayram ziyaretleri önemli ziyaretlerdir. Ancak bayram ziyaretleri daha çok sayıda insanın gönlünün alınması esasından hareketle çok kısa tutulmalıdır. Bir iki ikram ve günlük öne çıkan birkaç sözden sonra kalkılmalıdır. Ama buna rağmen kabul edilen misafirler kalış sürelerini uzun tutacak olurlarsa ev sahiplerinin yapacak çok şeyleri de yoktur. Yoğun ziyaret sebebiyle bizim başkalarını ziyaret etmeye zaman bulamamamız bizim için bir vebal teşkil etmez. Ancak bilindiği gibi dinî bayramlarımız 3 ve 4 gün sürelidir. Güzel bir planlama ile ilk gün kendi kabullerimizi yaparsak ikinci ve devam eden günlerde bu defa biz ziyaret etmemiz gereken yerleri ziyaret etme imkânı bulabiliriz. Allah en iyisini bilir.