Haram gıda insanın şahsiyeti ve dinî kimliği üzerinde etkilerde bulunur. Şahsiyetli bir toplum oluşturmak, gelecek nesilleri haram gıdaların olumsuz etkilerinden korumak ve helal gıda şartlarını hazırlamak Müslümanların önemli sorumluluklarındandır. Bu nedenle Müslümanlar, hayvanın beslenmesi, boğazlanması ve gıda olarak sofraya gelmesine kadar geçen aşamalarda helal ve harama dikkat etmek zorundadırlar. Eti helal olan hayvanların dinî açıdan yenmesinin helal olması ancak ulemanın ittifak ile kabul ettiği “şeri tezkiye”nin (dinî kesim) uygulanması ile gerçekleşebilir. Şeri tezkiyede kesen kişi besmele çekerek kesmiş olmak şartıyla; Müslüman, akıl-baliğ, temyiz gücüne sahip erkek ve kadınlardan olabilir. 

Şeri tezkiye ikiye ayrılır: 

     1. İhtiyari tezkiye (isteğe bağlı boğazlama), büyükbaş, küçükbaş ve kümes hayvanlarının çenesi altından yemek ve nefes borusu ile kan taşıyan iki büyük damarının (atardamar ve toplardamar) kesilmesi ile gerçekleşir. Buna “zebh” denir. Develerde ise boğazla göğüsün birleştiği yere bıçak saplamak suretiyle olur ki, buna da “nahr” denir. 

     2. Iztırari tezkiye (zorunlu boğazlama) ise hükmi kesimdir. Eti yenen yabani av hayvanları ile ehlî (evcil) olduğu hâlde yakalanamayan veya yatırılıp boğazlanması mümkün olmayan hayvanları herhangi bir yerinden yaralayarak kan akıtmak suretiyle başvurulan boğazlamaya denir. Bu boğazlama şekline aynı zamanda “el-’akr (yaralama)” da denir.

Avrupa’da gıdaların hellaliği alanında faaliyet gösteren ve üreticileri denetleyerek mamllere helal sertifikası veren kurumlar mevcuttur. Orjinal adı ile “Europäische Halal Zertifizierungsinstitut (EHZ)”  te bunlardan biridir ve İslam Toplumu Milli Görüş Teşkilatları bünyesinde faaliyet göstermektedir. Kurumla ilgili detaylı bilgiye internet sayfası üzerinden ulaşabilirsiniz.

Avrupa Helal Sertifikalama Enstitüsü (EHZ)
https://eurohalal.eu/